Türk Milleti'nde Askerlik Kutsaldır
Arkadaşlar, tüm tarih bize gösteriyor ki, uluslar yüce hedeflerine
ulaşmak istediklerinde bu coşkularının karşısında üniformalı çocuklarını
bulmuşlardır. Tarihin bu geneli içinde büyük bir istisna bizim tarihimizde,
Türk tarihinde görülür. Bilirsiniz ki, Türk Ulusu ne vakit yükselmek için bir adım
atmak istemişse önünde hep önder olarak, yüksek ulusal ülküyü gerçekleştirecek
hareketlerin kılavuzu olarak kendi kahraman çocuklarından oluşan ordusunu
görmüştür. Bu nedenle Türk Ulusu, elinde kılıç
tehlikelere karşı yürümeye hazır kahraman çocuklarına derin bir güven
beslemiştir. Bu güveni hep besleyecektir. Bundan sonra da Türk Ulusu'nun kutsal
ülküsünün gerçekleşmesi için kahraman asker evlatları hep önde gidecektir. Tüm Türk Ulusu, başarıya ulaştığı her
yaşamsal şeyin kahramanı olarak kendi ordusunu, ordusunu komuta eden öz
evlatlarından oluşma subaylar topluluğunu, yüksek komuta heyetini görmektedir. Ulus ve kahraman
evlatlarından oluşan ordu öylesine birbiriyle birleşmiştir ki, dünyada ve
tarihte bunun örnekleri çok azdır. Bu ulusal gerçekle her zaman övünebiliriz.1
Atatürk, Kurtuluş Savaşı'nda kahramanca mücadele edip, düşman
ordularına beklenmedik bir karşılık veren Türk Milleti'nin her ferdinin
taşıdığı önemi, bir başka konuşmasında şu sözlerle ifade etmiştir:
Geçirdiğimiz bunalımlı günlerin
şerefli kahramanlarını hep birlikte kutsayalım:
Onlar arasında savaş alanlarında düşman silahıyla
göğüsleri delinmiş bahtiyarlar olduğu gibi, ateşlerde yakılmış çocuklar,
kadınlar ve ihtiyarlar vardır.
Onlar arasında namuslarına saldırılmış... kızlar vardır.
Onların arasında, yurtlarını yitirmiş aileler,
yavrularını gömmüş analar vardır. Ve gene onlar
arasında, savaştaki namus görevini şerefle yerine getirerek, bugün
memleketlerine dönmüş gaziler vardır. Onlardan, şehitlik şerbetini içmiş
olanların ruhlarına fatihalar armağan edelim.
Bu hareketi yapan
bir ordunun babaları ve analarından oluşan ulusumuz, bütün dünyaya karşı en
saygın ve değerli yeri kazanmıştır. Ulusumuz çekinmeden
övünebilir ve ben, böyle bir ulusun, önemsiz bir kişisi
olmakla en büyük mutluluğu duyuyorum. Bu savaş
alanlarında, benzersiz kahramanlıklar ve yiğitlikler göstermiş olan
subaylarımızın, erlerimizin ve komutanlarımızın her biri ayrı ayrı birer övünç
sayfaları, bir destan oluşturan hareketlerini, en ulu duygularla ve saygıyla
anıyorum.2
Büyük savaşlardan galip çıkmış şanlı Türk ordusu... |
Büyük Önder, Onuncu Yıl Nutku'nda ise Türk Milleti'ne olan
güveninin nedenini şöyle açıklamıştır:
Geçen zamana nispetle daha çok
çalışacağız, daha az zamanda daha büyük işler başaracağız. Bunda da muvaffak
olacağımıza şüphem yoktur. Çünkü, Türk
Milleti'nin karakteri yüksektir...3
Bütün dünya Türkiye'nin mevcudiyeti
muhteremesine gıpta edecek ve milletimize layık ve müstehak olduğu yüksek
mevkii ayıracaktır. Böyle bir millete
mensubiyetimden dolayı çok bahtiyar ve müftehirim.4
Türk Milleti'nin
Şanlı Tarihi
Kurtuluş Savaşı Türk Milleti'nin tarihinde bir altın sayfadır.
Ancak Türk'ün tarihi bunun gibi daha pek çok kahramanlıklarla doludur. Türk
Milleti dünya tarihine damgasını vurmuş şanlı bir millettir. Asırlar boyunca üç
kıtada eşsiz devletler kurmuş, ayak bastığı her yere barış, adalet ve medeniyet
götürmüş, dünya milletlerine örnek olmuştur. Türk Milleti'nin devlet kurma ve
yönetmedeki yeteneğini kavrayabilmek için Türk Milleti'nin medeniyet ve
kültürünü, üstün ahlakını, vatan ve millet anlayışını, idari ve askeri yapılanmasını
iyi tanımak gereklidir. Türk Orduları tarih boyunca tüm milletlere örnek
olmuştur. Düşmanlarına korku, dostlarına ise güven vesilesi olan Türk askeri
bugün de üstün vasıflarıyla tüm dünyaya örnektir.
Türklerin ön plana çıkmış meziyetlerinden biri doğuştan asker
olmalarıdır. Türk askeri cesur, fedakar ve itaatkardır. Tarih boyunca kurulan
Türk devletlerinin temeli düzenli bir askeri teşkilata dayanmıştır. Askerlik,
Türklerde milli bir görev olmuştur. Türklerin mükemmel askeri kuruluşları ve
değerli komutanları tüm dünyanın hayranlığını kazanmıştır. Arap düşünür Cahiz, "Türk'e karşı hiçbir şey duramaz. Hiçbir
kimse onu, yutulacak bir lokma olarak kabul edemez"5 diyerek Türk Ordularının üstünlüğüne işaret etmiştir. Kanuni
devrinde 7 yıl boyunca (1555-1562) Avusturya sefiri olarak İstanbul'da bulunan
Ogier Ghiselin de Busbecq, Türklerin askeri yönünden şöyle söz eder:
Türkler, sefer esnasında sabırlı,
tahammüllü ve iktisatlı hareket ederler. Türk sistemini kendi sistemimizle
mukayese edince istikbalin başımıza getireceği şeyleri düşünerek titriyorum. Bu ordu galip gelecek ve payidar olacak, biz
ise mahvolacağız. Çünkü Türkler hiç sarsılmamış kuvvete sahip oldukları gibi,
kendilerine has zafer itiyatları, meşakkatlere tahammül kabiliyeti, intizam,
disiplin, kanaatkarlık ve uyanıklık var.6
Tarih boyunca Türk Orduları diğer tüm milletlerin hem
imrendikleri hem de çekindikleri bir güç olmuştur. Türk askeri, düşmanlarına
korku, dostlarına ise büyük güven vermiştir. Bu güven İmam-ı Azam tarafından "Kılıç, Türklerin elinde bulunduğu
sürece senin dinine zeval yoktur"7 şeklinde dile getirilmiştir. Bu sözle İmam-ı Azam, Türk askeri
yeryüzünde bulunduğu sürece İslam Dinine kimsenin zarar veremeyeceğine işaret
etmiştir.
Türk Milleti sahip olduğu güçlü ordular sayesinde tarih boyunca
çok güçlü devletler kurmuştur. Yapılan araştırmalar Türklerin tarih boyunca
180'e yakın devlet kurduğunu göstermektedir. Araştırmalar devam ettikçe, bu
sayının artacağı ve bu devletler hakkındaki bilgilerin daha kesinlik kazanacağı
beklenmektedir. Tarih boyunca yaşamış Türk devletlerinin yaşadıkları dönemlere
ve bölgelere bakıldığında, Japon Denizi'nden Adriyatik Denizi'ne kadar uzanan
geniş toprakların "Türk Dünyası" olarak kabul edilmesi gerektiği
anlaşılır.
Söz konusu devletlerin çoğu ayakta kaldıkları süre boyunca çok
önemli devletler olmuşlardır. Bu devletlerden 16 tanesi ise dünya tarihinde
etkili rol oynamıştır. Türk Milleti bu devletlerin yönetiminde gösterdiği üstün
kabiliyetle tüm dünya milletlerine tarih boyunca örnek olmuştur. Bunun en
önemli nedenlerinden biri ise hakimiyeti altında yaşayan farklı etnik kökene
mensup toplulukları, her birinin dil ve din farklılıklarına saygı göstererek,
barış, huzur ve güvenlik içerisinde, asırlar boyunca birarada yaşatma
becerisini göstermesidir. Aynı topraklar üzerinde hakimiyet kuran farklı
devletler ise bu başarıyı sağlayamamış, söz konusu topraklarda bu kadar uzun
süreli hakimiyetler yaşanmamıştır.
Türkiye Cumhuriyeti'nin Cumhurbaşkanlığı forsunda yer alan 16
devletin hakimiyet süreleri ve hakimiyet altında tuttukları yerler ise
şöyledir:
1. Hun Devleti:
Büyük Hun Devleti Orta Asya'da kurulan ilk Türk devletidir. MÖ
220'den MS 216'ya kadar hüküm sürmüştür. Bilinen ilk hükümdarı Teoman'dır. Mete
Han döneminde devletin sınırları Japon Denizi'nden Hazar Denizi'ne kadar geniş
bir bölgeyi kapsamıştır.
2. Batı Hun İmparatorluğu:
MÖ 53'de, Büyük Hun İmparatorluğu'nun ikiye bölünmesiyle, Batı
Türkistan'da Cici Han tarafından kurulan Türk devletidir. Yaşadığı dönem
boyunca en büyük bölgesel güç olmuştur.
3. Avrupa Hunları (Batı Hunları):
Avrupa Hunları MS 434'de Atilla'nın başa geçmesiyle büyük bir
devlet haline geldiler. Hakim olduğu yıllarda, Avrupa kıtasında en büyük güç
olmuştur.
4. Akhunlar:
5. yüzyılın ortalarında, Amuderya nehrinin çevresinde kurulmuş
ve gelişme göstermiş bir Türk devletidir. Horasan, Afganistan ve İran
topraklarına kadar yayılmıştır. Kısa bir dönem hüküm sürmesine rağmen,
hakimiyeti boyunca Asya'da büyük bir güç olmuştur.
5. Göktürk Devleti:
Göktürk Devleti, Türk tarihinde Türk adı ile kurulan ilk
devlettir. Devletin kurucusu ve ilk hükümdarı olan Bumin Kağan, Orta Asya'daki
bütün Türk boylarını egemenliği altında toplamıştır. Bumin Kağan ölünce yerine
oğlu Murat Kağan hükümdar olmuştur. Bu dönemde İpek Yolu Türklerin denetimine
girmiş ve Türkler Çin'e üstünlüklerini kabul ettirmişlerdir.
6. Uygur Hakanlığı:
Büyük Hunların torunları olan Uygurlar, çok sayıda devlet
kurmuşlardır. Uygur Hakanlığı bunlardan birisidir. 744-840 yılları arasında
hüküm sürmüştür. Selenga, Orhun ve Tola ırmakları havzalarından Baykal Gölü'nün
güneyindeki bozkırlara kadar uzanan geniş sahada yaşamışlardır. 100 yıla yakın
bir süre içinde, Asya kıtasında, bölgesel güç olmuşlardır.
Türk devletinin bayrakları soldan sağa: |
7. Avar Devleti:
Macaristan'da büyük bir devlet kuran Avarlar, zaman zaman
İstanbul'u kuşatmışlardır. O dönemde Avrupa kıtasında bölgesel güç
oluşturmuşlardır. İstanbul'u kuşatan ilk Türk boyu Avarlar olmuştur.
8. Hazar Devleti:
Kafkaslar'da kurulmuş olan Hazarlar, Hazar Denizi'ne de adını
vermiştir. 7. yüzyıldan itibaren iyice güçlenen ve bütün Doğu Avrupa'yı eline
geçiren Hazarlar, 3 yüzyıl hüküm sürmüşler ve yıkılana kadar bölgede çok büyük
bir güç oluşturmuşlardır.
Cumhurbaşkanlığı forsu 16 yıldızdan oluşur ve her bir yıldız şanlı Türk tarihinde kurulmuş olan devletleri temsil eder. |
9. Karahanlılar:
10. yüzyılın ortalarında Orta Asya'da kurulan ilk Müslüman Türk
devletidir. Aynı zamanda ilk Müslüman Türk devleti olarak bölgesel hakimiyet
kurdular.
10. Gazneliler:
Karahanlılarla aynı dönemde yaşamışlardır. İlk Müslüman Türk
devletlerindendir. Sınırları Afganistan ve Hindistan’ı içine alır. Karahanlılar
ile birlikte Asya kıtasında, bölgesel bir güç olmuşlardır.
11. Büyük Selçuklu İmparatorluğu:
Ön Asya'da kurulan ilk ve en büyük Müslüman Türk devletlerinden
biridir. 1040-1157 yılları arasında hüküm sürmüştür. Güneybatı Asya'nın
tamamına yakın bir bölümüne hakim olan Büyük Selçuklu Devleti, bölgenin en
büyük gücü olmuştur.
12. Hârizmşahlar Devleti:
Büyük Selçuklu Devleti ile aynı dönemde, 1097-1231 yılları
arasında Aral Gölü'nün güneyinde yaşamışlardır. Orta Asya'da bölgesel hakim güç
olmuşlardır.
13. Timurlar Devleti:
1370-1507 yılları arasında, Ege kıyılarından Orta Asya'ya
ve Hint Okyanusu'na kadar uzanan geniş topraklar üzerinde hüküm sürmüş büyük
bir Türk devletidir. Hakim olduğu topraklardan en büyük bölgesel güç olduğu
anlaşılır.
14. Bâbur Devleti:
1494-1858
yılları arasında Hindistan'da hüküm sürmüştür. Hakim olduğu tarihlerde, Asya'da
büyük bir güç oluşturmuştur.
15. Altınordu Hanlığı:
1227-1502
yılları arasında, Karadeniz ile Hazar Denizi arasında yaşamış bir Türk
devletidir. Yaklaşık üç asır Asya'da hakim güç olmuştur.
16. Osmanlı İmparatorluğu:
1299'da
Söğüt civarında kurulmuş ve 1923 yılına kadar devam etmiş ve üç kıtada
hakimiyet kurmuş bir cihan devletidir. Toprak bakımından en geniş sınırlara
ulaştığı dönemde Anadolu, Kafkasya, Kırım, Güney Ukrayna, bugünkü Romanya,
Yugoslavya, Bulgaristan, Yunanistan, Macaristan, Suriye, Ürdün, Lübnan, İsrail,
Irak, Suudi Arabistan, Yemen, Mısır, Tunus, Libya ve Cezayir'i yönetmiştir.
(Türk
devletleri konusunda detaylı bilgi için bkz. Harun Yahya, Türk'ün Yüksek Seciyesi, Kültür Yayıncılık)
Osmanlılar üç kıtaya hakim olmuş, en geniş sınırlara ulaşmış bir imparatorluk kurmuşlardı. Orduları tarihteki en büyük galibiyetleri kazanmıştı. |
Dipnotlar
1 Seyfettin Turhan, Atatürk'te Konular Ansiklopedisi, İkinci Baskı, Yapı Kredi yayınları, İstanbul , 1995, s. 427, Konya Orduevinde konuşma, 22 Şubat 19312. Vural Sözer, Atatürklü Günler, Barajans Yayınları, İstanbul, 1998, s. 471
3. İlhan Akşit, Ben, Mustafa Kemal ATATÜRK, Akşit Kültür ve Turizm Ticaret Ltd. Şti, İstanbul, 1996, s.188
4. 19.03.1923, http://abone.turk.net/selamisozer/sozleri_konusmalari/sozler1.htm
5. Mehmet Özel, Vatan, Millet ve Bayrak Sevgisi, TC Kültür Bakanlığı, Ankara, 1996, s. 419
6. http://www.mfa.gov.tr/turkce/grupk/ka/unxxii.htm
7. Mehmet Özel, Vatan, Millet ve Bayrak Sevgisi, TC Kültür Bakanlığı, Ankara, 1996, s. 423
Yorumlar
Yorum Gönder